Tarih: 01.01.0001 00:00 Güncelleme: 27.05.2017 18:37 330
Yahudi sermayesinin macerasi : Osmanlı

Yahudi sermayesinin macerasi : Osmanlı'nın atından in, Avrupa'nın gemisine bin dönemi.

  Son üç makale boyunca, Emevi sünniliği anlayışı ve yahudi ortaklık modelinin, Osmanlı Devleti'deki etkisini incelemeye çalışıyoruz, kaba hatlarıyla.   Bayezid'ın son dönemlerinde yoğunluğu artarak özellikle Yavuz döneminde etkili olmaya başlayan ve Kanuni ile zirveye çıkan bu dönem, 2.Selim'den sonra 4.Mehmet dönemine kadar etkisi azalarak devam etmiştir. 15.yy sonu ve 17. Sonlarına kadar, yaklasik 2 yüzyıla damgasını vurmuştur. Bu dönem aynı zamanda Valide sultanlar dönemidir de. Hürrem Sultan ile başlayan bu kadın sultanlar iktidarı donemi, Turhan Hatice Sultan ile sonlanmıştır. Özellikle Joseph Nasi'nin sadrazamlığı ile yerleşiklesen bu anlayış ve devlet kimliği, Köprülü dönemine kadar sürmüştür. Köprülü döneminde etkisi azalsa da entrikalar içerisinde ve gizlenerek devam edecektir.   Selim'in saltanatı, Osmanlı'ya deniz ticareti yoluyla ( özellikle yahudi denizci tüccarların eliyle) , oluk oluk ajan altınların yarattığı, herşeyin ve herkesin satın alinabilir olduğu bir yozlaşma dönemidir.   Sultan, sarayından çıkmaz olmuş, alkol ve afyon sefası ve lüks harcamalar içerisinde, yönetimi etrafındakilere bırakmış bir görüntü çiziyor bu dönem de. Ama elbette Kıbrıs'ın bu dönemde alındığını da eklemek gerekir.   Sadrazam Joseph ( yasef) Nasi'nin yönlendirmesiyle ( Zira akdenizdeki yahudi tuccarlaron en buyuk rakibi olan Venediklilerin elindeydi bu ada. Ve Venedikle Osmanli arasinda savas cikartmisti zaten. ) Kıbrıs'i fethetmeyi arzulamış ve bunu başarmış 2. Selim'in bu adayı Nasi'nin yönetime ne bırakma sözü verdiğini de ekleyerek. Kendisini Kıbrıs Kralı olarak giren Joseph Nasi üzerinde Kıbrıs kiralı Joseph Nasi yazan bir bayrak bile hazırlamıştı ve bu raya 300 yahudi ailesini yerleştirmek arzusundaydi. Bunun yani sıra, daha önce Kanuni döneminde, Israil'in kuzey kesimlerindeki Tiberya'da, bir yahudi yerleşimi kurmak için Sultandan izin almış ve Yahudileri bi bölgeye göç etmeye çağırmıştı. Ancak Bu proje başarılı olmamıştı. Bu teşebbüsle, 19. Yy. sonunda siyasallaşarak bir ideolojiye dönüşen siyonizmden 350 yıl önce, Israil bölgesinde özerk bir yahudi yerleşimi kurma hamlesiydi. Bu nedenle siyonist idealin öncüsü sayılır. Bu konuyu şimdilik burada bırakalım.   Bu dönem, Frenklerin, Yahudilerin, Ermenilerin, Rumların ve devşirmelerin yönetici bir ayrıcalıklı sınıf oluşturduğu, tembellik ve lüksün, rüşvet ve yolsuzluğun yaygınlaştığı bir perioddur. Halk arasında 2. Selime yahudi oğlu, Sokollu Mehmet Paşa'ya uzun yalaka, Kantakuzenos' a şeytanın oğlu denilmesinden de anlaşılacağı gibi tepkilerin çok artmıştı.   Eyaletlerdeki halk yüksek vergilerden yoksullasiyordu. Bu genel yozlaşmadan nasibini almış sipahilerin, fazla vergi almak için kurduğu baskıyla, Tımar düzeni bozuluyordu. Yeniçeriler, boş gezenin boş kalfası durumundan esnaftan haraç alıyor vermeyen yahudilerin dumanlarını yağamıyorlardı. Para için huzursuzluk çıkarıyorlardı. Bilinen yeniçeri bektaşi ahlakı kayboluyordu.   Ticaret sayesinde, tek gelişen şey hazineydi. Ancak lüks harcamalar artıyor, hazine fazlası azalıyordu. Bu nedenle savaşların finansmanı konusunda, gayrimüslim ahaliye ve vassal eyaletlere daha fazla vergi yükü bildiriliyordu.   Saray yönetimi içerisinde rekabet vardı. Sarayda işler adam kayirmacilikla yürüyor, devlet kapısının rantı için koyası ya rüşvet dönüyordu. Bu dönem Osmanlı idaresinin ve toplumun etik ve ahlaki açıdan çok düştüğü bir dönemdir. Zenginligin ve gücün doruk noktası ile yozlaşma ve ahlaksızlığın en düşük seviyesinin bir arada oluşu şaşırtıcı bir sonuç tablosudur. Osmanlıda paranın sayın alamayacağı hiçbirşey kalmamıştır.   Bu marjinalleşme, özellikle mevlevi ve halvetî tasavvufunun hoşgörü anlayışının da dejenere olmasının ve israiliyat'in sapkın rabbici geleneğinin, islam tasavvufunun yolunu sekillendirmesinin bir sonucudur aynı zamanda. Dolayısıyla bu marjinal dini durumun karşısına, başka bir radikal islam yorumu çıkmıştır. Islamın ilk yıllarındaki selefi, vahhabi tutuculuğu etkisindeki Kadızadeliler hareketinin 17.yy'da Osmanlı'da , negatif etkiye negatif tepki ilişkisi içerisinde etkili olduğunu görüyoruz. Yahudi rabbici etkisindeki müslümanlık hallerini, arap selefist müslümanlık engellemeye çalışıyor.   Aslında oluşan tepkinin en temel sebebi, yoksulluk içerisinde dışlanma halkın, müthiş zenginleşmiş yahudi elitlerine duydukları öfkedir. Ve bu nedenle, idarenin ve toplumun içerisindeki yozlaşmanın etkisiyle isyan etmeye başlamış ahali de, bu radikal alımın kulağa hoş gelen söylemlerinin etkisine giriyordu. Toplumsal tepkiyi dengelemek isteyen Sultan 4.Mehmet, bu hareketin liderini önce Ayasofya vaizi atıyor sonrada danışmanı olarak alıyor. Bir ara bütün yahudilerin katline ferman vermeye bile kalkıyor ama devlet aklı bunu engelliyor.   Sufi anlayışının karşısına Selefi anlayışının çıkması ve bu düşüncenin anadoluya girmesi bu dönemdedir. Köprülü'nün gücü ve etkisi sayesinde, saray ve toplum üzerindeki etkisi sonlandırılmış Kadızadeliler hareketi ve selefilik ayrica incelenmelidir.   Osmanlı Devleti içerisindeki bizans ( ortodoks-turk) etkisinin artması, selefi anlayışının yükselmesi nedeniyle saraydaki egemenlikleri azalmaya başlamış yahudi sermayesi ve elitleri, bu dönemde elde ettikleri müthiş servet ve güç ile, iki yüzyıldır ortak oldukları ve yönettikleri devleti terk etmeye karar verdiler. Istikamet yenilenen avrupaydı.   15.yy'da amerikadan avrupaya akan altınlar, avrupada ekonomik modeli değiştirici bir etkiyi tetiklemisti. Merkantalist temelli model ve altın bolluğu, pazar mantığını değiştirmiş, bu etkiyle de ureti m, yönetim anlayışları ve toplumsal yapı dönüşmeye başlamıştı. Dinde reformlar ve rönesans akımlarının yarattığı bambaşka bir modern cağ başlıyordu.   Osmanlıyı yahudiler terk etti demek tam doğru olmaz aslında zira, yahudi halkın böylesin e bir göçe ne niyeti ne de imkanı vardı. Sadece yahudi büyük sermaye elitleri büyük aileler yani güce ortak olanlar gemiyi terk ediyordu. Bu hep böyle olmuştur zaten.   17.yy, Osmanlı ve avrupa tarihi için, çok belirleyici tarihi dönümlerin yaşandığı bir yüzyıldır. Yine bu dönemi ilginç kılan en büyük olaylardan birisi de, yahudi cemati içerisinden Sabetay Sevi adındaki genç bir hahamın kendisi Mesih olan etmesidir ( 1676). Bu mesih iddiasındaki kişinin Osmanlı ve avrupa hıristiyan ve yahudi toplumlarında çok büyük bir etki uyandirmasinin sebebi, 666 sayısının ezoterik anlamı uzerinden şekillenen mesih anlayışının, hıristiyan ve yahudi dünyasında, 1666 yılı civarlarında zaten bir mesih beklentisi icinde olmalarıdır.     Ülkemizde son zamanlarda , herkesin hakkında yalan yanlış hikayeler yazdığı Sabetayistler kavramının da ortaya çıktığı bir yüzyıldır, 17.yy. (Detaylarını bir dahaki makaleye birakiyorum)   1699 yılında Karlofça anlaşmasıyla Osmanlı hanedani'nin, Germen soylu hanedanlar karşısındaki ilk toprak kaybı yaşayarak düşüşe gectiği bu tarih, yine 1699 yılında Britanya'da hanedanlığı el değiştirdiği, kelt soylu Startları deviren germen soylu Hannover hanedanının iktidara geldiği ve britanyayi birleşik krallığa dönüştürdüğü yıldır.   Son 40 yıldır yavaş yavaş artarak çok büyük hale gelmiş sorunların ve gerginliklerin yaşandığı ve sarsılarak değişime yönelen bilindik dünya duzeni, işte bu yıllardan itibaren kurgulamaya başlanmıştı. Bu yüzyıl, Britanya, Fransa ve Alman imparatorluklarının birliklerini sağlayıp yükselişe geçtiği ve Osmanlı'nın yikilisla sonuçlanacak bir düşüşe başladığı yüzyıldır.   Avrupa deyince onlarca devlet sayıyoruz ve bunların her birbirini birbirinden bağımsız düşünüyoruz. Oysa bu devletlerin sadece dört ana soy damarı vardır.   Latinler ( Ispanya, italya, portekiz, Romanya)   Germenler ( Franklar, saxonlar, angluslar, tot onlar gibi bir sürü alt aileye bölünen bu germen soyu hint bölgesinden avrupaya gelen Gitara dahildir. - hint avrupa dil ailesi denmesinin sebebi de budur- Almanya, Avusturya, Fransa, Hollanda, IIngiltere, Danimarkalılar ,Danlar, Norveçliler, İsveçliler, İzlandalılar, Faroeliler)   Keltler ( Britanya adasının yerlileri. Iskoclar, irlandalilar ve Galliler)   Slavlar ( Avrupa'da yaşayan en kalabalık etnik topluluktur. ... Ruslar, Ukraynalılar ve Beyaz Ruslar Doğu Slavları grubuna girer. Polonyalılar (Lehler), Çekler ve Slovaklar Batı Slavları grubuna girer. Boşnaklar, Hırvatlar, Sırplar, Karadağlılar, Bulgarlar,Slovenler, Makedonlar, Güney Slavları grubuna girer.)   Hem yahudi sermayesinin avrupaya yönelişi, hem de bu avrupali hanedanların emperyal birliklerini kurduğu 17.yy, köşe taşı dönemini daha sonra inceleyeceğiz. Çünkü Osmanlı'nın düşüşe geçmesi ile, avrupanın yükselişi ve yahudi sermayesinin avrupa hanedanlarıyla kurmaya başladığı yeni ortaklık yapısının çok yakın ilgisi var. Bu dönem bildiğimiz dünya düzeninin yıkılmakta olduğu günümüz karmaşasını anlamamızı sağlayacak.   Kemalizm nedir diye sorarak yola çıkmıştık, unutmadım. Zira 'tekrar kuruluş' hikayemizin alt sebepleri, yıkılan yapının ne olduğunu anlamamızla ve 19.yy ve 20.yy dünyasının egemen anlayışının temel felsefesiyle ilişkilidir.   Emevi sünniliği ve siyonizm ve sabetaycılık konusunu tartışmak üzere......    
Salı 39.8 ° / 29.2 °
Çarşamba 41.3 ° / 27.5 °
Perşembe 41.7 ° / 27.3 °