Tarih: 29.08.2020 10:20
VATAN HAİNLERİ SAVAŞ İLE AYRIŞTIRILIR
Yedi düvele bayrak açmış şanlı devletimiz ve milletimiz dünya hayatında en güzele layıktır.
Ahiret hayatı inanan ve inanmayana göre değişmekle beraber nihayette hesabın görüldüğü yerdir.
Bizler dünya hayatını yaşayalım öbür tarafta ne yaparsak yapalım diyebiliriz.
Lokantada yemek yendiğinde veya bir mal alındığı zaman onun ecir ve ücreti nasıl verilmek zorunda ise Devletler bekası için ecir ücret vermeleri gerekir.
Ancak devletin başına düşman geçerse bu kez dış güçlere devleti ve milleti peşkeş çekerler.
Yaşanan hayat şu anki hayattır. Bizler geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarabiliriz. Ders çıkarıp olumlu yapmamışsak vasfımız ahmak olur ki; ahmağa cennet haramdır sözüne layık oluruz.
Dünya hayatını zevki sefa içerisinde yaşayıp öbür tarafta karşılık beklemek doğru değildir.
İdealler gelecek hakkında düşüncelerin belirlenmesidir.
Genç insan, yeni hayata atılmakta olan birey olup geleceği düşüncesine göre toplumu şekillendiren kişidir. Hedef dünya içinde ise karşılık ancak dünyada alınabilir. Dikkat ederseniz ya alınır ya alınmaz kesinlik yoktur. Hedef öbür dünyadaki hesaba hazırlık ise onu da ancak inanalar yapabilir.
Kadın anne olmak üzere yaratılmışken biz onu hayatın çeşitli aşamalarına taşımakla ona zulüm yaptık. Asıl olan toplumu oluşturan aileyi desteklemek yerine bizler maalesef birey odaklı yaşamı tercih ettik.
Kadın toplumsal hayatta aile-çocuk ile birleştirici rol alırken erkek ailesinin geçimini ve güvenini sağlamakla görevlidir.
Güçlü güvenli devletlerde yaşayan bireyler namuslu ve çalışkan olurlar.
Güçlü devlet geleneğine sahip milletler kendi geleceklerini güven altına almak için dış düşmanla savaşmak zorundadır. Dışarıdaki birlik iç bütünlüğü sağlar. Aksi halde güçsüz devlet yaftası alırsınız. Bu durumda güçlü devletin egemenliği sömürgesini kabul etmiş olursunuz.
Hiçbir toplum hiçbir fert bireysel güçlü olabilmeyi devlet açısından güçlü olmaya tercih etmez.
Devlet güvenliği açısından yöneticilerin her daim güçlü devlet söyleminde bulunmaları ve o şekilde hareket etmeleri kamu diplomasisi ve devletin gelecekte bekası için olmazsa olmazıdır.
Dışarıya saldırının cihanda sulh söylemiyle durdurulması vatan hainliğidir.
Psikolojide yabancılaşma şeklinde bir tabir vardır. İnsanın bedeni ile değil ruhu ile birisine dost veya düşman olur. Düşman hareketleri görüp ya bunu iyi niyetle yapıyor demek münafık ve düşmana ortak olmak olur.
Dış güçlere savaş ilanı güçlü devletlerin yapacağı haldir. Dış güçlere düşmana savaş açmak içerideki vatan hainlerinin belirlenmesinde çok önemli fonksiyon görür.
Maalesef milli eğitim sistemimiz devletimizin bekası açısından eğitim vermemektedir.
Tarih kitaplarımız hep düşmanı övmekte onları kahraman olarak göstermektedir.
Her şeyden önce şanlı tarihimizde bize ait olan toprakların nereler olduğu tekrar o toprakların elde edilmesi gerekliliği anlatılmalıdır.
Akdeniz ve Karadeniz birer Türk gölü iken şimdilerde sınırımıza yüzme mesafesinde olan adalarla sanki diğer devletlere boğazlardan geçiş vermek mecburiyeti olan bizler Ege'de ve Akdeniz'de donanmamızı kullanamayacak duruma getirmişiz. Şu tarihten itibaren Egedeki tüm adalara el konulmalıdır Kıbrıs dâhil.
Akdeniz'de yapılan savaş devletin bekası ve geleceği için çok önemlidir.
Yazı konumuzda dış düşmanla savaşta iç düşmanların belirlenmesi ve toplum baskısı ile vatan hainleri elimine edilmelidir. Şu anda ne haçlılar ne Yahudiler Türk milletleri ile savaşacak konumda ve güçte değildir.
ABD ve Rusya uzaya araç gönderdiklerini ve uzay yolculukları ile itibar sağladıklarını söyler iken ne Mars'a Ay'a uzay aracı göndermediler gönderemezler de. Nasıl bu virüs belasını dünyaya musallat edip karşılığı aşıyı bulamadıkları gibi Firavun torunları ancak yok ederler ve heykel dikerler. Saygılarımla.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —